Bugün Youtube kanalıma gelen bir soru 3 yıldır devam eden ketojenik yolculuğumun sebebini bir kere daha gözden geçirmeme sebep oldu. Hani su içsem yarıyor denilen insanlar var ya işte o benim🤣
Ketojenik beslenme nedenlerim ilk bölümüyle karşınızda:)
İlkokulu bitirdiğimde 44 beden giyen yüzü kilosunu göstermeyen minik bir çocuktum:) Evet iştahlı olduğumu kabul ediyorum, porsiyonlarım yaşıtlarıma göre biraz büyüktü, erimiş peynirli tosta günün herhangi bir saati asla hayır demezdim ama tatlı, paket ürün ve abur cubur hayatımda yok denecek kadar azdı.
Hazırlık okul eteğimi lise sonda hala giyebilmem, en azından stabil kalmam, benim o yıllarda diyeti düşünmememin en büyük sebebiydi. Bu sürece Lise 1. senemi Amerika'da değişim programıyla geçirdiğimi eklersem sanırım siz de benle gurur duyarsınız🤣 O zaman daha body positivism akımı başlamamıştı ama sağolsun ailem ve arkadaşlarım beni hiçbir zaman şişko hissettirmedi. Üniversite bitip bir sene daha yurtdışı macerasından sonra döndüğüm gün kendime hedef koydum ve ben zayıflayacağım dedim. 8 ay gibi bir sürede hatırladığım kadarıyla bol kahve, günde yarım elma, minik bir tabak salata bazen minik bir parça protein ile hedefimi ilk denememde başardım. Bu sürecin sağlıklı olmadığını aslında vücuduma iyi bir şeyler yapmadığımı biliyordum ama zayıf olmamın tek yolu buydu. Bu beslenme şekline 1 yıl kadar devam ettikten sonra, hala insancıl porsiyonlar yemememe rağmen kilo almaya başladım. 80 kilogramı gördüğümde doktora gittim ve 25 yaşında Haşimoto tiroid teşhisi ile karşılaştım. Daha sağlıklı olmak için yeme düzenimi değiştirdim. Komplex karbonhidratlar, meyve, çerez eklemelerimle kilo almaya devam ettiğimi görünce bari makarna, pilavım eksik kalmasın diyerek onları da hayatıma geri aldım. Bu süreçte kilom sabit kalıyor gibi görünse de her 5 yılda 5 kg ekleyerek 95 kglara kadar çıktım. 40 yaş kapının ardındaydı ve ben bir sonraki 5 kg ile 100 kgları görmek istemediğimi biliyordum.
Bir kere yaptığımı bir daha yapabileceğimi biliyordum ve ne kadar sıkı olursa olsun kısa sürede sonuç almak istiyordum. Haftada bir gün karabuğday, bir gün yağsız protein, bir gün yağsız çorba içerek, dönemin popüler bir diyetiyle 6 ayda 15 kg verdim. Ama bu sefer akıllanmıştım, normal bir beslenmeye geçersem verdiğim bütün kiloları alabilecek potansiyelim olduğunu bildiğimden alternatif yollar aramaya başlamıştım.
Mark Hyman'ın Eat Fat Get Thin, Yağ Ye Zayıfla kitabı denemek isteyeceğim kadar aklıma yatmıştı. Zaten son bir yılda karbonhidratı o kadar azaltmıştım ki ketojenik beslenmeye geçtiğimde keto gribi falan hiç olmadığı gibi beslenmeme eklediğim tereyağı, hindistan cevizi yağı ve zeytinyağı beni çok kısa sürede enerjik ve iyi hissettirmeye başladı. Yavaş olsa da kilo vermeye devam ettiğimi görünce ilk görüşte aşk gibi bu beslenmenin benim için ömürlük olduğunu anladım🤣
Tek tabaklık öğünler benim için her zaman tercih sebebi olmuştur. Özellikle ketojenik beslenmeye geçtikten sonra öğün saatlerim eşime veya gelen misafirlere genelde uymuyor. Sabah erken kalkıyorum ve ben kendimi en iyi sabah, öğlen 2 öğün yaptığımda hissediyorum. Sabah kahvaltımı ettikten sonra genelde ikinci öğünümüzü hazırlıyorum.
Bir İngiliz mutfağı tarifi olan Çoban Tartı
orijinalinde kavrulmuş kıymanın üzerine patates püresi konulup fırınlanmasıyla yapılıyor.
Bu tarifi ketojenikleştirirken , evet doğru tahmin ettiniz, karnabahar kullanıyoruz 🤣
Malzemelerimiz:
MALZEMELER
300 gr dana kıyma,
½ küçük soğan(40gr)
2 kaşık doğranmış domates(40gr)
1 tatlı kaşığı domates salçası(10gr)
1 tatlı kaşığı biber salçası(10gr)
karnabahar püresi için
300 gr karnabahar
50 gr rende peynir
1 yumurta
1 çorba kaşığı krema(20gr)
2 çorba kaşığı krem peynir(30gr)
tuz
Çoban tartımızın yapılışına gelecek olursak; biraz soğan ile kavurduğumuz kıymamıza, ben yazdan hazırladığım domates püresi, domates ve biber salçası ve kurutulmuş yeşillikleri ekledim. Siz dilerseniz mantar ve taze yeşillik de ekleyebilirsiniz.
Karnabahar püresi için çiçeklerine ayırdığımız karnabaharı mikrodalgada 5 dakika 1 çorba kaşığı su ile pişirip diğer malzemelerle blenderdan geçirdim. Normalde buharda pişirmeyi tercih ederdim ama böyle de lezzetli oldu.
Bu püreyi tekrar fırınlayacağım için ekstra pişirmedim eğer püre olarak tüketecek olsaydım 1 çorba kaşığı tereyağıyla peynirler eriyene kadar pişirirdim.
Fırın yemeklerinin üzerinde erimiş peynire zaafım olduğu için püreye ekleyeceğim peynirin bir kısmını ayırıp kaplarımın üstüne koydum.
Bütün malzemeler pişmiş olduğu için Çoban Tartları üstleri kızarana kadar 180C fırında yaklaşık 20 dakika kadar pişirmek yeterli oldu.
Bu malzemelerle hazırladığımız Çoban Tartlarının bir porsiyonu için yaklaşık besin değerleri 500 kcal, 30gr yağ, 44gr protein, 13.5 gr toplam karb. ve 9.5gr net karbonhidrat.
Comments