EV YAPIMI MAYONEZ
Ketojenik beslenmeye geçiş aşamasında, beslenmeyle ilgili doğru bildiğim bütün gerçekleri sorgulamaya başladım. Öğrenci evimde bile pazar alışverişimi asla ihmal etmeyen biri olmama rağmen çocukluğumdan beri kiloluydum. Sağlıklı menülere bakınca porsiyonlarımın biraz büyük olması dışında değiştirecek hiçbir şeyim olmadığı için 40 yıl kilolu olma gerçeğiyle mutlu mesut yaşadım. Derken, ketojenik beslenme diye bir kavramın varlığından haberdar oldum ve araştırmaya başladım. Bu konuyla ilgili ilk okuduğum kitap Mark Hymann'ın Yağ Ye Zayıfla kitabıydı. Hayatımda hiçbir zaman yeri olmayan şekeri hayatımdan çıkartmak benim için çok kolaydı. Bulgur ve bakliyatların bana iyi gelmediğini zaten yıllardır biliyordum. Geriye 21 gün için un ürünlerinden vazgeçmek kalmıştı. Pinoeatshealthy sitesinden denemeyi aklıma koyduğum tereyağlı hindistan cevizi yağlı, kurşun geçirmez kahvemi içerek ketojenik beslenme araştırmalarıma başladım.
Ketojenik beslenme düzenine geçerken ilk yapmanız gereken bir keto hesap makinasıyla boy ve kilonuza uygun günlük tüketmeniz gereken besin dağılımını hesaplamak. Ketojenik beslenmede alacağınız kalorilerin yaklaşık %5-%10 u karbonhidrattan, %10-%20 'i protein ve geri kalan %70-%80 arası ise sağlıklı yağlardan oluşuyor. İlk okuduğum bilgiler böyleydi ve ben beslenmemi aşağı yukarı buna göre ayarladım.Benim hesaplamalarıma göre karbonhidratı 30 gramın altında tutup, proteini 80 gramda tutmam gerekiyordu, yağ içinse günlük 108 gram yağ hakkım vardı. Evet, ketojenik beslenmede yağdan korkmuyoruz ve sağlıklı yağlardan limitlerimizin içinde kaldığımız sürece doyana kadar yiyebiliyoruz. Ben de beslenmeme böyle başlamıştım ama uzun vadede açlık hissim azaldıkça, dışarıdan aldığım yağ miktarını azaltıp vücudumun kendi yağ deposundan yemesine izin verdim. Hala da böyle devam etmeye çalışıyorum. Unutmayın ki bu noktaya gelmeden önce ilk vücudumu şeker yakma programından yağ yakma programına geçirdim, vücudum glikoz yerine keton taneciklerini enerji olarak kullanmaya başladı.
Karbonhidratı kısıp sağlıklı yağları arttırdığım ilk haftanın sonunda ağzımda aseton kokusu çok belirgindi. Bir eczaneden aldığım idrar test çubuklarıyla ketosise girdiğimi tekrar kontrol ettim ve bu beslenmeye aynı şekilde devam ettim. Şu an çok net hatırlamıyorum ama sanırım birkaç ay sonra gibi idrarımda keton tanecikleri görünmemeye başladı. Bir yerde hata mı yaptım diye düşündüğüm bu noktada, http://mariamindbodyhealth.com/ sitesini ve Maria Emmerich i buldum. Belli bir süre ketosiste kalınca artık vücudun keton taneciklerinin çoğunu kullandığını ve idrarla bu tanecikleri atmadığı için idrar testinde ketonların çıkmadığını okuyup rahatladım. Birkaç ay daha geçti, bilimsel onay isteyen tarafım gene ağır bastı ve bu sefer kandaki ketonları ölçen bir alet aldım. Hala ketosiste olduğumu görmek beni mutlu etti ama keton yoğunluğum çok yüksek değildi hatta bazı günler keton yoğunluğum düşük bile çıkıyordu. Ben sadece yağ oranımı tutturmak için ekstra yağ tüketmediğimden, kanımdaki ketonlarımın miktarı uzun vadede ketosiste olmamla yüzde yüz bağlantılı olmadığını birçok farklı kaynaktan okudum. 15 ay sonra geldiğim noktada 33 olan vücut kitle endeksim 22 ye indi. Evden tartıyı attım, karbonhidrat alımımı 30 gramın altında tuttuktan sonra rakamlara çok takılmıyorum. Kıyafetlerimin pozitif veya negatif bir değişimde beni uyaracağını biliyorum..
Ketojenik beslenmeyle ilgili arada gazetelerde çıkan tercüme yazılar haricinde Türkçe fazla kaynak yok. Benim rastladığım en detaylı bilgiler https://habit.com.tr/saglikli-yasam/ adresinde var. Bu konuda biraz daha fazla araştırma yapmak isterseniz bu sitede detaylı bilgi alabilirsiniz. Ketojenik beslenmenin bilimsel yönlerini öğrenmek isterseniz İngilizce kaynak olarak da Maria ve Craig Emmerich'in Keto-Complete kitabını tavsiye ederim.
Bugünkü tarifimize gelecek olursak sağlıklı yağı hayatımızın merkezine aldığımıza göre iyisini özgürce tüketebileceğimiz mayonez yapacağız. Ben bu tarifi Pino Eats Healthy blogunda gördüğüm haline sadece hardal ekleyerek yaptım.tarifi buradan okuyabilirsiniz. El blenderi kullanarak yapılan mayonez tarifi çok fazla sayıda var, bazıları tam yumurta bazıları ise sadece yumurta sarısı kullanıyor. Ben satın aldığım yumurtalara güvendiğim için çiğ yumurta kullanılan tariflerde sorun görmüyorum ama salmonella riskine önlem almak adına dilerseniz bir mutfak termometresi kullanarak yumurtalarınızı pastörize edip kullanabilirsiniz .
Çiğ yumurta kullanan tariflerde önceden yumurtalarınızı pastörize etmek isterseniz, içine mutfak termometresi yerleştirdiğiniz bir tencereyi su ile doldurun ve yumurtalarınızı ekleyin. Sıcaklık 60 santigrat dereceye ulaşınca, gerekirse ocağın ısısını azaltarak 3 dakika yumurtanızı bu suyun içinde tutun. Bu üç dakika içinde termometreyi dikkatlice takip edin ve sıcaklığın 62 santigrat derecenin üstüne çıkmamasını sağlayın. Üç dakika sonra yumurtalarınızı soğuk suyun altından geçirin, oda sıcaklığına geldiğinde yumurtaları çiğ yumurta kullanır gibi kullanabilirsiniz. Dilerseniz pastörize edilmiş yumurtalarınızı buzdolabında normal şekilde saklayabilirsiniz.
Mayonezimizi yapmak için bir yumurta, 1 çay kaşığı hardal, 1 çorba kaşığı limon suyu, 1/2 çay kaşığı tuz ve 1 kap ölçüsü zeytinyağını bir kavanoza alıp el blenderi ile karıştırıyoruz. Ben tariflerimde standart Amerikan ölçü kaplarını kullanıyorum, elinizde bu kaplardan yoksa size fikir vermesi açısından kap ölçüleri fotoğrafına bakabilirsiniz.
Mayonezin yapımını seyretmek ve diğer tariflerime göz atmak için youtube kanalıma https://www.youtube.com/channel/UCaz3gQBy1vnWrRufoobM3LQ?view_as=subscriber üye olmayı unutmayın:)
Defne'ce kalın...
Comments